Sinemasız hayat,tuzsuz popcorn gibidir...

12 Ekim 2009 Pazartesi

"Güneşi Gördüm" Oscar yolunda!




Güneşi Gördüm bu sene Türkiye’den en iyi yabancı film dalında Oscar’a aday adayı seçildi. Issız Adam, Sonbahar, Karanlıktakiler’i eleyip Derviş Zaim’in Nokta filmini de bir oy farkıyla geçerek seçilen film için şüphesiz ki bu kayda değer bir başarı gibi gözüküyor. Şahsi olarak ilk etapta Mahsun Kırmızıgül’e gerek yaptığı müzik gerekse çizgi açısından ilgi alanımın oldukça dışında olduğu için, önyargılı yaklaşıp filmi vizyona girdiği tarihten epey sonra izledim.(Zira Beyaz Melek benim için vasatın bir parmak üzerinde bir film olarak kalmıştı.) Öncelikle Türkiye’de biz böyle şeylere alışkın değiliz, Sinema kitap tv böyle sosyal içeriklerle uğraşsın, insani şeyler yansıtsın, eleştirsin, bize göre değil, yapmayız, yapanı da öyle çok izlemeyiz. Ama Mahsun, Türkiye’nin her zaman çok tartışılmış ve çok hassas bir noktasına olan doğu ve terör konusuna değiniyor.(fakat bunu hiç politize etmeden anlatmaya özen gösteriyor, çok da başarılı bir şekilde kimseyi rahatsız etmeden yapıyor bunu).Kendini milyonlara izletiyor, filmi “ I saw the sun” adıyla yurtdışında da gösterime giriyor.


Şimdi bu filmin Oscar aday adayı olmasına şaşırmalı mıyız? Evet, bence şaşırmalıyız. Oscar’ı hiçbir zaman çok önemli bulmasak da, yabancı film dalında yarışan filmler ve ödül alanlar benim fikrimce her zaman çok iyi yapımlar olmuştur. Akademi taraflı seçimler yapma eğiliminde olsa da her zaman filmin hikâyesi çok önemlidir. Güneş’i Gördüm de çok gerçek şeyler anlatılıyor aslında. Hikâye’nin geneli çok başarılı da olsa çok iç içe geçmiş, çok ağır dramlar silsilesi içinde oradan oraya koşuyor film. Filmde özetle, terör yüzünden köylerini boşaltıp doğudan göç eden kalabalık bir ailenin dramı anlatılıyor ama bu dram aileden çıkıp kişisel bazlara iniyor ve tek tek herkesin başına gelen felaketler silsilesine dönüşüyor. Bütün bunları izlerken üzerine bir de terör gerçeği, eşcinselliğe toplumun bakış açısı, doğudaki şartlar, ülkedeki şartlar en çok da çocukların geleceği gibi birçok sosyal mesaj veriyoruz. Güneşi Gördüm ‘de kaç tane hikâye dinliyoruz? Mahsun, kısa zamanda çok şeyler anlatmaya çalışıyor haklı da, siz de böyle ince telden bir film yapsanız bildiklerinizin çoğunu anlatmak istemez misiniz? Film asla kötü bir film değil, aksine ben önyargılarımdan utanarak izledim. Çoğu yerde kamerada harikalar izledim, masal gibi replikler duydum, sağlam oyuncu kadrosu sahneye çıktıkça, çıktı, gözlerim ıslanarak izledim. Ama film Akademi yapısına uygun değil. Bence seçici kurul kararında, bu sefer de bunu deneyelim gibi bir durum sezmemek elde değil (şu da bir gerçek ki adaylardan bir tek Nokta filmin karşısında durabildi. Issız Adamı mı alkışlayacaktık, henüz vizyona giren Karanlıktakileri kimsecikler bilmeden mi gönderecektik) Filmin konusu itibariyle Kürt açılımının çok tartışıldığı şu günlerde seçilmesi ise tesadüf müdür? Bana kalırsa gerçekten tesadüf ama eminim ki bu tesadüf konusunda da çok yazılıp çiziliyor. Filmin adaylık yolu açık olsun. Sonuç nasıl olursa olsun, özverisi, inancı ve başarısından dolayı Mahsun Kırmızıgül’e tebrikler.

7 Ekim 2009 Çarşamba

Sonbaharda sinema : Filmekimi



17–25 Ekim tarihleri arasında, sinemaseverler sezonu Filmekimiyle açıyor.Programda yine övgüye değer başarılı filmler yer alıyor.Yoğun ilgiden ötürü 9 güne uzatıldı.17–25 Ekim tarihleri arasında Emek sinemasında ve 23–23–25 Ekim tarihlerinde cinebonus Maçka Gmall sinemasında filmler izleyici ile buluşacak.Tüm hafta içi gündüz seanslarının 3,5 TL ye satıldığı etkinlikte,21:30 seanslarında Türkiye’de vizyona girmeye hazırlanan filmlerin ilk gösterimleri yapılacak.Bu seansların fiyatları ise 15 TL.Diğer akşam ve hafta sonu seans fiyatları ise 12 TL den satılıyor.
Detaylı bilgiyi http://www.iksv.org/filmekimi_2009/ adresinden alabileceğiniz festivalin filmlerine şöyle kısaca bir göz atalım.


23 filmin gösterileceği festivalde Amerikan sinemasına ait 7 film,İngiliz sinemasına ait 5 film, Avrupa sinemasından 7 film,Uzakdoğu sinemasından 2 film ve diğer ülkelerden 1 film yer alıyor.Gösterime girecek 23 filmde izlenmeli fakat hepsine ayıracak vakit bulmak tabi ki çok zor.İlk etapta izleme planı yaptığım filmleri şöyle bir sıraladım.

Kapitalizm: Bir aşk hikâyesi(Capitalism-A Love Story)-Michael Moore: Her filminin izlenmesi gerektiğini düşündüğüm ABD’nin çıkıntı yönetmeni, aykırı insan Michael Moore, kapitalizm! le düpedüz savaşıyor. Global iflas günlerinde izlenesi bir film.
9-Shane Acker: Animasyon severler için süper bir seçim. Yapımcı koltuğunda da Tim Burton var, yani film +13 etiketli bu beklentileri daha da artırıyor.
Kan Arzusu-(thirst)-Park Chan-Wook: Uzakdoğu sinemasında İntikam üçlemesiyle efsane olmuş yönetmenden gerçek bir vampir filmi izlemek hiç fena olmayacak.

Dönüşüm (Ne te retourne pas) - Marina de Van: Sophie Marceau ve Monica Bellucci ‘yi izlemek adına bu Avrupa yapımının favorilerden olacağı kuşkusuz.

Gel Porno Çevirelim (Humpday) - Lynn Shelton: Porno üzerine çekilen komedi filmlerinden. Film üzerine internet üzerinde övgüler dolaşmakta, eğlenceli olabilir.

Kim, Kiminle, Nerede (Whatever Works) – Woody Allen: Kronik woddy Allen hayranları biletlerinizi alın.

Zamanın Tozu (Skoni Tou Chronou) - Theo Angelopoulos: Usta yönetmeni izlemesi zordur. Filmi kendini vererek izlemek ister. Ustanın 20.yüzyıl filmlerinden ikincisi. Kaçırmamak lazım diye düşünüyorum. Bu filmin gala gösterimi de var.

Beyaz Bant (Das weiße Band) - Michael Haneke: Haneke her zaman Burjuvaziye karşıt duruşu ile sinemanın aykırı yönetmenlerinden olmuştur. Cannes ödüllü bu film benim kesinlikle izleyeceklerim arasında.

4 Ekim 2009 Pazar

The Number 23 (23 Numara)


Sayıların filme konu olduğu çok yaygın bir durum değil fakat genelde böyle bir durum varsa paranoya ya hazır olun.Bunu Pi’yi izlemiş herkes bilir.Pi bugüne kadar çekilmiş en paranoyak filmlerin başında geliyor kuşkusuz.Bu kez kendi halinde cok iddiasız bir sayı gibi duran 23 ile karşımızda başka bir sayı paranoyası var.filme geçmeden once herkesin ilk merak ettiği şeyi bir soralım?Peki nedir bu 23’ün filme konu olacak kadar bilmediğimiz yanları?

Filmin esin kaynağı olan 23 sayısı hayatın birçok alanında kendini gösteriyor. 23 sayısı birçok gizemli tesadüfte saklı ancak sadece onu fark edebilen görüyor. "23 muamması" tüm olayların doğrudan 23 sayısıyla ilişkili olduğu inancını kapsıyor.
Yazar William S. Burroughs'un keşfettiği bu muamma bazıları için iyiye işaret, diğerleri için ise bir felaket simgesi.
Yazarın hikayesi şöyle başlıyor:
Burroughs, Fas'ın Tanca şehrindeyken İspanya'ya giden bir geminin kaptanı olan Clark'la tanışır. Bir gün Clark, Burroughs'a 23 yıldır kazasız gidip geldiğini anlatır. Ve o gün gemisi batar... O gece Burroughs radyoda New York'tan Miami'ye giden 23 sefer sayılı uçağın düştüğünü duyar. Pilotun adı da geminin kaptanı gibi Clark'tır.
Burroughs bu olaylardan sonra 23 sayısıyla ilgili kayıtlar tutmaya başladı. Dutch Schultz hakkında yazarken fark eder ki gangster 23 Ekim 1935'te düzenlenen bir suikastin ardından ölmüştür.
23 Ekim'den söz açılmışken... 16'ncı yüzyılda yaşayan Başpiskopos James Ussher dünyanın MÖ 23 Ekim 4004'te yaratıldığını iddia ederken Mayalıların dünyanın sonu olarak verdiği tarih 23 Aralık 2012 idi.
Eski kehanet yöntemi I Ching'deki 23'üncü altıgen "ayrılmak", telegraf şifresindeki 23 "hattı kes" anlamına geliyor. İngiliz astrolog, yazar ve ressam Aleister Crowley 23 sayısının "ayrılık, neşe ve hayat" anlamına geldiğini söylemişti.
"23 muamması"na şüpheyle bakanlar da yok değil. Onlar bu tesadüfleri tek bir sayıya odaklanmaya bağlıyor. Bu doğru olabilir ama bazıları bu 23'lerle eğleniyor, bu uyumdan zevk alıyorlar. Bu arada diğerleri için 23 sayısı hayatı oldukça zorlaştırıyor.
Genesis P. Orridge (kurduğu müzik grubu Psychic TV 23 ay boyunca her ayın 23'ünde albüm çıkarmaya niyetlendi, 17'inci nedense sonuncu oldu) başka bir İngiliz müzik grubu olan Cabaret Voltaire'in elemanlarına bu muammadan bahsetti. İlgilenseler de şüpheyle yaklaştılar. İki gün sonra Genesis'i aradılar:
"Seni serseri! Üç konser vermek için Hollanda'ya geldik. Oteldeki oda numaramız 23 ve ayın 23'ündeki konser bir felaketti. Döndüğümüz her yerde 23'ü görüyoruz. Ne yaptın sen?"
Genesis'in cevabı "Fark etmeye başlayacağınızı söylemiştim" oldu.
Fakat söyle bir düşünmeye başlayınca bir çok alanda 23’e rastlıyoruz:

Bilim
Her ebeveyn çocuğunun DNA'sına 23 kromozom verir.
Kanın tüm vücuttaki dolaşımını tamamlaması 23 saniye sürer.
Dünyanın ekseni yaklaşık 23,5 derecedir.
Neptün gezegeni 23 Eylül 1846'da keşfedildi.

Spor
Birçok sporcu Michael Jordan'a ithafen ya da onun gibi olmak için 23 numaralı forma giyiyor. Buna iki örnek İngiliz futbolcular David Beckham ve Sol Campbell.
Manchester City futbol kulübü 2003 yılından beri hiçbir oyuncusuna 23 numaralı forma giydirmiyor. Bunun nedeni 26 Haziran 2003'te oynarken ölen Marc-Vivien Foe'nun forma numarasının 23 olması.
NBA'in Cleveland Cavaliers takımında oynayan LeBron James'in forma numarası 23'tür.
"Family Guy"ın bir bölümünde Peter'ın bahis kuponunda 23 sayısı yer alır.
"Lost"ta düşen uçağın kuyruk kısmından kurtulan yolcu sayısı 23 idi. Rose ve doktor Jack uçakta 23'üncü sırada oturuyorlardı. Filmin ana karakterlerinden Kate'i yakalayana 23 bin dolar ödül vardı. Ve dizide sıklıkla karşımıza çıkan şifrede 23 sayısı yer alır.
"Heroes" dizisindeki karakterlerden biri 23 numaralı otel odasında kalır.

Sinema
"Matrix Reloaded"daki açılış şifresinde son ve en önemli sayı 23'tür. Ayrıca Architect, Neo'ya son görevi olan Zion'u yeniden inşa etmesi için "Matrix'ten 23 kişi seçmesi gerektiğini" söyler.
"Beşinci Güç"te (Fifth Element) hikaye 23'üncü yüzyılda, 2263'te geçiyor.
"Con Air"de 23 tecavüzden suçlanan adam "Johnny 23" adını alıyor.
Pedro Almodovar'ın "Konuş Onunla" filminde komadaki kadın Alicia geçmişte yaşadığı binanın kapı numarası 23'tür.
Robbin Williams'ın rol aldığı "Baskı"da (One Hour Photo) süpermarketteki dijital sayaçta ve bir karakterin tişörtünün üzerinde 23 sayısı görülür.
"Büyük Lebowski"de Ahbap ve arkadaşları hep 23'üncü caddede oynuyor.
"Bıçak Sırtı"nda (Blade Runner) Dünya'ya kaçan 23 kişi öldürülür.
"Kabus Gecesi" (Jeepers Creepers) filmlerinde şeytan karakteri 23 yılda bir 23 günlüğüne insanları yemeğe gelir.
"Prestij"de Christian Bale'in karakteri Alfred Borden hapishanedeyken 23D hücresinde kalır.
Matematik
Roma rakamlarınde 23, XXIII şeklinde yazılır: İki "X" ve üç "I".
Eğer 1 sayısı dikkate alınmazsa tam sayılar 2 ve 3 toplama yoluyla başka bir tam sayı oluşturmak için yeterli en küçük sayılardır. (örn: 13= 2 + 2 + 2 + 2 + 2 + 3)
Pi sayısının (3,14159) ilk altı basamağının toplamı 23'tür.
Olasılık teorisinde, doğum günü paradoksu şöyle geçer: Rastgele seçilmiş 23 kişi arasında, en azından iki kişinin doğum günlerinin aynı olma olasılığı yüzde 50'nin üzerindedir.

Doğanlar ve ölenler
Bazı kaynaklara göre William Shakespeare 23 Nisan 1564'te doğdu ve 23 Nisan 1616'da öldü.
Oyuncu River Phoenix 23 Ağustos 1970'te doğdu. 1993'te Cadılar Bayramı'nda 23 yaşında öldü.
Jül Sezar suikasta uğradığında 23 kez bıçaklandı.
Alman bilgisayar korsanı ve Trojan virüsünün kaşifi Karl Koch 23 Mayıs'ta öldü. İntihar ettiği ve bu tarihi bilinçli olarak seçtiği tahmin ediliyor.

Kültür
Beatles'ın en son kaydedilen albümünün son şarkısı "Her Majesty" 23 saniye sürüyor.
Prince'in "Gett Off" adlı şarkısında şu sözler yer alıyor: "Twenty-three positions in a one-night stand" (Tek gecelik ilişkide yirmi üç pozisyon).
Alternatif rock grubu Jimmy Eat World'ün 2004 yılında çıkan albümü "Futures"daki son şarkının adı "23" ve şarkının süresi yedi dakika 23 saniye.
Latin alfabesinin 23'üncü harfi olan W'nun iki ucu aşağı, üç ucu yukarı bakar.
X-23 (Laura X olarak bilinen Laura Kinney) çizgi roman "X-Men"den hayali bir karakterdir. 23 numaralı deneyden adını alan X-23 Wolverine'in bir klonudur.
Din
Kuran'ın Hz. Muhammed'e indirilmesi 23 yıl sürdü.
Bir inanca göre Adem ve Havva'nın 23 kızı vardı.


Bu kadar 23 bulduktan sonra 23 numara filminin yapılmasına hiç de şaşırmamak gerekir.

Film özetle şöyle:



Çocuğu ve karısıyla beraber gayet sıradan bir hayat süren ,hayvan toplayıcısı Walter Sparrow(Jim Carrey) eline geçen 23 numara isimli kitapla kendini bir anda paranoyak bir durumun içerisinde buluyor.Jim Carrey’i zaman zaman da olsa komedi dışı türlerde görüyoruz ama hiç bu kadar mistik ve paranoyak bir Jim Carrey izlememiştim.Bence olmuş, Carrey’e yakışmış.Kayıp kişilikli katil rolünün altından kalkacak kadar deneyim ve yetenek sahibi olduğunu göstermiş.Ayrıca yaşıma rağmen fiziğim de gayet yerinde ,sevişme sahnesi de çekerim yarı çıplak kamera karşısında salınırım da demiş.Hiç kötü de olmamış.Filmin 23 lü kısmına göz atacak olursak eski püskü bir kitapla başlayan 23 serüveninde 23 sayısını bulmak adına yapılan hesaplar her hangi bir formüle dayanmadığı gibi 32 bulup tersi 23 gibi repliklerle çoğu zaman kafamı karıştırdı.


Filmin enterasan yanı ise filmdeki hemen hemen bütün karakterlerin,kitaptaki kahramanlarla harmanlanmasıydı.Walter Sparrow’un günlük hayatındaki insanların kitap kahramanları olarak karşımıza çıkması yerinde ve başarılı olmuş.Kitabın konusunu daha etkili ve cazibeli hale getirmiş.Bir sure sonra filmde ürkmeye,gerilmeye başlıyorsunuz.23'ler havada uçuştukça beyninizden kendi 23'lerinizi arama sinyalleri gelmeye başlıyor.Walter’in paranoyası odayı dolduruyor.Finalde ise ince işlenmiş flash backler,yerinde bir son var.(en sondaki katil bile olursanız olun her zaman doğruyu yapmalısınız mesajını,sevimli mutlu aile tablosunu saymazsak)

Her zaman işlenen konuların dışında ,bir rakamın etrafında dönen keyifli bir yapıttan çok da öte olmasa da , film bir kere isim ve konu itibari ile çekici,bu çekiciliğe kapılıp filmi izleyince tüh be denecek türden hayal kırıklıkları yok.Vaktinizi ayırın bir göz atın.

Uyarı:
Fakat kitabın girişinde de dediği gibi ,sakın kendinizi kitaptaki kahramanların yerine koymaya kalkmayın.
Film bittiğinde kendimi doğum tarihimi toplarken buldum:

10+5+8+0= 23
Evlilik yıldönümüm= 23 haziran
diye düşünürken koltukta uyuyakalıyorum.Gözümü açıyorum saat 23:23