Sinemasız hayat,tuzsuz popcorn gibidir...

9 Kasım 2009 Pazartesi

District-9 (Yasak Bölge 9 )


Yasak Bölge 9, 6 kasımda ülkemizde vizyona giriyor.Vizyon tarihinden önce filmi izleme fırsatım oldu.Bence Cuma akşamı sinemaya gidin ve filmi vizyona girer girmez izleyin.Filmi izledikten sonra yaptığım ilk şey yönetmen Neill Bloomkamp hakkında bilgi edinmek oldu.Aynı zamanda filmin senaristliğinde de parmağı olan Bloomkamp,!979 Güney Africa doğumlu, genç bir yönetmen.Filmin de Johannesburg Güney Africa da çekilme sebebi tesadüf değil tabi ki.
Özetle film,Güney afrika’ya inmek zorunda kalan bir uzay gemisinden çıkan uzaylılar için bir bölge tahsil etmiş hükümetin,20 yıl sonra yine bu uzaylıları bu bölgeden başka bir bölgeye tahliyesini anlatıyor ve bu tahliyede çok saf çok sevgi dolu ama aynı zamanda da o kadar ırkçı Wikus Van De Merwe’nin tahliye görevinde başına gelenleri konu alıyor.Belgesel kıvamında başlayan sahnelerle ilk etapta ne oluyor şimdi? Sorusunu kendinize sorarken bu anlatımla aslında çok da acayip bir şey olan koca bir uzaygemisi dolusu uzaylının kötü yaşam şartlarına üzülmeye başlıyorsunuz bile.Güney Afrika konusunda biraz bilgi sahibiyseniz aklınız hemen oradaki yerli halkın kötü yaşam koşulları,Nijeryalı çetelerin kötü hayatlarıyla senkronize oluyor.Zamanında yerli halkın da böyle bölgelerde izole edildiğine bir gönderme mi bu şimdi diye düşünüyorsunuz?Bence öyle ve bunu çok yaratıcı anlatıyorlar.Yani kısacası ,aslında sıkı bir bilimkurguyu sosyal sorunlarla çevreliyor,Neill Bloomkamp.




Wikus Van De Merwe roluyle karşımıza çıkan aktör Sharlto Copley,oyunculuğuyla göz dolduruyor.Tahliye sırasında karides diye adlandırdıkları uzaylılarla(burada parantez acmak istiyorum öyle klasik alien görüntüsünde kafamıza kazınmış bir uzaylı tiplemesi ile karşılaşmıyoruz alabildiğine ürkünç oyuncaklı değişik bir tiple karşılaşacaksınız)sözüm ona medenice anlaşmak adına MNU (mutlinational United) ‘yu temsilen bölgeye giren Wikus,bir uzaylı sıvısına maruz kalarak değişim geçirmeye başlıyor.Aktör bu değişim aşamasında öyle güzel oynamış ki,onun korkularını aynı bedeninizde hissediyorsunuz.Bundan sonra MNU adına çalışan aynı zamanda kayınpederi de aynı oluşumda üst düzey yönetici olan Wikus’un klasik Amerikan politikasıyla nasıl karşılandığını ve saniyede işlemeye başlayan o kirli çarkı bilim kurgu ile harmanlayan film,eleştirileri çok sert ama çok sanatsal yüzlere çarpıyor.Sevgi dolu olması ,Irkçı olmasını engellemeyen Wikus ,karideslere dönüşmeye başladığında onların içinde yaşamaya başladığında,aldatıldığında neler hissediyor yüzünden okuyabiliyorsunuz.

Bilim Kurgu izleyeceğim diye ekran karşısına oturup,hiç de hayal kırıklığına uğramadan sisteme çok ince ince dokunduran bir film izliyorsunuz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder